İşnize erken gidin. Hem de mümkün olabiliyorsa en az 10–15 dakika önce. Bunu alışkanlık haline getirebilirseniz ne mutlu size. Koltuğa oturup şöyle bir dinlenin. Şayet İstanbul’da yaşayanların buna herkesten çok daha fazla ihtiyacı var. Çünkü her sabah işe gitmek Avrasya Maratonuna katılmak gibi bir şey. Trafik, metro, otobüs, dolmuş stresi derken metrobüsün bazı duraklarda 70 ile 85 arasında değişen merdivenleri adeta maraton gibi. Ofise vardığınızda rahat bir nefes almak adına erken gidin. Koltuğunuza oturun ve filtre kahvenizin demlenmesini beklerken gelen e-postalarınıza göz atın. Ve inanın gününüzü sakin-sessiz bir ofiste programlamak çok kısa bir süre sonra vazgeçilmeziniz olacak. Koşturarak işe gelen mesai arkadaşlarınızın yaşadığı stresi siz çoktan aşmış ve işinize başlamak üzere güdülenmiş olacaksınız. Her şeyden önemlisi herkesten önce geldiğiniz için kendinizi ev sahibi gibi hissedeceksiniz. Güzel bir hoş geldin ile mesai arkadaşlarınızı karşılayabilirsiniz. Ayrıca geç kalma sorunu olmayan insanlar yöneticileriyle her zaman çok daha iyi anlaşırlar. Bunu “patron yalakası”, “patrona şirin gözükmek için erken geliyor” tarzında yorumlayanlarda olacaktır. Malum milletin ağzı torba değil. Büzemezsiniz. Kulak asmazsınız olur biter.
İşinizden Zamanında Çıkın!
Evet, bu konu sizin motivasyonunuz açısından çok önemli bir konu. Klasik bir söz vardır: “Sabah 9 — akşam sonsuz” tarzında. Genel olarak bu tip bir çalışma yöntemi aslında hemen hemen her işverenin hayalidir. Ve Dünya’nın her yerinde her start-up fazla mesai ister. Bunun içinse çok daha fazla enerjiye ihtiyacınız vardır. Tabi yaptığınız işe göre bu değişir.
Genel olarak Türkiye’de mesai saati bitimi 18:00 civarındadır. Örnek vermek gerekirse elinizdeki işleri 18:00’a kadar bitiremiyorsanız şayet ya mesai saatleri içinde verimli çalışmıyorsunuz ya da üzerinizde size fazla gelen bir iş yükü var demektir. Bunun gözden geçirilmesi ve gerekirse yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Verim açısından işinizden zamanında çıkarak kendinize özel zamanlar ayırmanız bir zorunluluktur.
Kendinize Daha Çok Zaman Ayırın!
Hiçbir şekilde unutulmaması gereken bir şey var: yaşantınızda dönem dönem yaşadığınız sıkıntılar, yoğunluklar ve zorunluluklar olacaktır. Fakat tüm bunlar dışında konuşacak olursak, eğer özel hayatınıza yeterli zamanı ayırmazsanız işte de verimli olamazsınız. Bu deyim yerindeyse kabak gibi ortada olan bir durum. Hiç birimiz bir robot değiliz. Şarjlı ya da pilli özelliklerimiz yok. Dolayısıyla enerji ve motivasyonumuzun yenilenmesi için yeme-içme-dinlenme dışında da kendimize zaman ayırmalıyız. Bunlar sevdiklerimizle bir şeyler paylaşmak, sevdiğimiz bir filme izlemek, doğada yürüyüş yapmak, küçük seyahatler gibi şeyler olabilir. Ne olacağına tamamen siz karar verin. İş hayatında üretken olabilmek için bir ruh dinginliğine de ihtiyaç vardır. Mutlu olan birey çok daha üretken olacak ve çalıştığı yere çok daha fazla katkılar sağlayacaktır.