Ana SayfaMakalelerKurumsal Bir Şirketin İşleyişi...

Kurumsal Bir Şirketin İşleyişi…

Bu bölümde çeşitli bölümlere ayrılan organizasyonların işleyişi ile ilgili çok çeşitli sorunlar teker teker açıklanacaktır. Birbiri ile ilişkileri zor görülebilen çeşitli mekanizmaların açıklanmasına ayrılan bu bölüm, daha önceki iki bölümün devamı niteliğindedir. Bütün açıklamalar organizasyonun yapısı (Structuring organizations) ile ilgilidir.

Yetki devri sorununu anlayabilmek için yetkinin ne olduğunu bilmek ge­rekir. Yetkinin çeşitli anlamları şunlardır:

1- Hukuki yetki

Hukuken bir kişinin bir iş yapma olanağına hukuki yetki denilir. Ticaret kanununda ve diğer kanunlarda bir işletme namına hareket edeceklerin yetkisi belirtilmiştir. Ayrıca şirket sözleşme ve statülerinde yetkiler saptanır.

2-Teknik yetki:

Belirli bir alanda iyi bilgi sahibi olan kişiye yetkili kişi deriz. Örneğin, bankacılıktan anlayan bir kişiye, bankacılıkta otorite (yet-kili) denir. Örgütlenmede bu cins yetkinin önemi şudur ki, herkes otorite bilinen kişilerin fikrine uymaya çaba harcar. Bu kişilerin söz konusu hu¬susta bir yönetim yetkisi bulunmasının önemi yoktur. Teknik yetki, kişiye bağlıdır. Bu cins yetkinin devredilmesi söz konusu değildir.

Nihai yetki: Bu, işletme sahiplerinin yetkisini içerir. Organizasyonlarda en başta bulunan nihai yetkiye sahip kimseler özel mülkiyete da¬yanan toplumlarda bu işletmenin sahipleridir. Yani nihai yetkinin kökeni (orijini) mal sahibi olmaktır. Kuşkusuz mal sahibi malını istediği gibi kullanma olanağına sahip olacaktır. Yalnız şu var ki, bir taraftan devletin kanunları ve toplumun baskıları mal sahiplerinin nihai yetkilerini kullanmasın sınırlarken, diğer taraftan teknolojik zorunluluklar, işletmede çalışana baskısı ve nihai yetkiyi büyük ölçüde sınırlamaktadır. İşletmenin sahibi istediğini, istediği şekilde yapabilme olanağını işletmeler büyüdükçe büyük ölçüde kaybetmişlerdir. Ayrıca işletmelerin büyümesi işletme yönetimi İle işletme sahipliğini çok defa ayırmıştır ve işletme sahiplerinin işletme üzerindeki etkisi çok defa, az hissedilmektedir. Şu halde bugün işletmenin en üs¬tünde bulunan ve nihai yetkiye sahip bulunan kimseleri belirlemek zorlaş maktadır.

İşleri yürütme yetkisi ve hiyerarşi: En yüksek basamaktan daha aşağılara indikçe, kuşkusuz bir taraftan yetkiler azalırken, diğer taraftan yüksek basamakların daha aşağı basamaktakiler üzerinde emretme, neyi nasıl yapması gerekeceğini söyleme yetkisi olacaktır; (ki buna yetki basa-mağı, silsileyi, meratip, hiyerarşi denir). Acaba bu bir zorunluluk mudur ve hiyerarşinin organizasyonlarda ne gibi sonuçları ortaya çıkmaktadır. Şimdi bu sorulara cevap verelim.

Madem ki işletmenin en üst kademesinde bulunmak yalnız mülkiyet ile izah edilemez, o halde en üst kademede kim bulunur? Kişilerin, toplum için-de yer aldıkları sınıflar, kişilikleri, bilgileri, organizasyondaki kıdemleri, daha önceki başarıları kuşkusuz, bunların organizasyondaki yerleri ve bunun sonucunda yetkileri üzerinde etkili olacaktır. Bazı insanlar yönetici olarak doğar. Bazıları yönetilmeye daha uygun karaktere, kişiliğe sahiptir. Bazı in-sanlar daima yükselme eğilimindedir. Bazıları ise sahip olduğu ile yetinme eğilimindedir. Toplumlarda olduğu gibi organizasyonlarda da, yetenekleri az bulunan kişiler fazla yetenekli kişilere uymak (itaat etmek) zorundadır. Doğa bazı insanlara öyle nitelik ve yetenek vermiş olabilir ki, bunların organizasyonların yüksek basamaklarına çıkmaları bir nevi doğa kanunudur. Bazı insanlar kuvvetli ve yetenekli doğar, bu kimseler doğuşlarının kendilerine verdiği üstünlük sebebiyle işletme sahibi olur ve organizasyonların yük¬sek basamaklarına çıkarlar.

Modern psikoloji insanlar arasında büyük farkların bulunduğunu kabul eder. Bu farklar kısmen doğuştan, kısmen çevre ve yetişme – eğitimin etkisi ile meydana gelir. İşte bütün bu farklar, organizasyonlarda kimin yüksek basamaklarda olacağını açıklamaya yardım eder. Yalnız şu var ki ne özel mülkiyet, ne kişilik, işletme organizasyonunun temelini oluşturan hiyerarşiyi açıklamaya yeterlidir. Mülkiyetin bulunmadığı, bütün insanların aynı sos¬yal sınıfta bulunduğu, aynı uzmanlığa, aynı zekâya ve enerjiye sahip bulunduğu hallerde ve toplumlardaki işletmelerde dahi, bir yönetim yapısına (strüktürüne), bir hiyerarşiye ihtiyaç vardır. Yani nihai yetki bir yerde toplanmakta ve daha aşağı basamaklara devredilmektedir. Üstte bulunan kişi aşağıda bulunan kişiyi yönetmekte, emir verip, kumanda etmektedir.

Son yüz yıl içinde bir çok anarşistlerin sınıf ve milliyete karşı (hiyerarşinin ikiz halleri) mücadele ettiğini görüyoruz. Bundan sonuç çıkmamıştır. Zira hiyerarşiye dayanan yönetim, organizasyonda bir zorunluluktur. Uzun amaçlar ne olursa olsun, kısa vadeli amaçlara ulaşmak dalma bir zorunluluktur. ve bunun için de hiyerarşiye ihtiyaç vardır.

3 ıı basit hali ile yetki devrini köşe başındaki bakkalın bir çırak alması görürüz. Bakkal, çırağına ilk olarak bazı rutin (her gün yapılan) işleri ve kendisine yapacağını ayrıntılı olarak söyler. Bunlar özellikle işin fiilen yani malın satılmasıdır. Bakkal ise, çırağın faaliyetini yöneteceği kontrol edeceği gibi, hangi malların satın alınacağı, ne fiyatla satılacağı 11 ilgilenir. Köşe başındaki bakkalımız işini büyüttükçe, çıraklarının arttıracak ve işletmedeki bazı kişiler işin planlanması ve yönetimi (ılımasında dahi çalışacaklardır.

Organizasyonunu kurarken bakkalın yapacağı şey önce, personeli arada iş bölümüdür. Bunu dairelere ayırmada görmüştük. İkinci iş, işleri fil¬imi yapmakta olan personeline ne miktarda plânlama yetkisi verileceğinin saptanmasıdır. Örneğin, muhasebecisi muhasebe sistemini kendi kurup, istediği şekilde tutacak mıdır? Satılan malları alıcıya iletme , malları müşterilere götüren kamyonda yapılacak tamirat ve bunların ne zaman olacağı konusunda karar vermeğe yetkili bulunacak mıdır? Meyve kısmında çalışan çırak, şeftalinin çürümemesi ve bir an evvel satıla¬bilmesi için şeftali fiyatlarını düşürmek yetkisine sahip olmalı mıdır?

Yetkide en genel sınır, fiil ve hareketlerin işletmenin genel politika, plân ve programlarına uygun olmasıdır.

Spesifik sınırların dahi, belirli bulunması zorunludur. Bunlara örnek olmak üzere aşağıdaki spesifik sınırlara bir göz atalım :

Sermaye masrafları hakkında : 5 milyon liraya kadar tam yetki;

Carî masraflar hakkında: Normal (bütçedeki) masrafların hepsinin yapılması hakkında yetki;

Tesisatın bakımı: Makine ve tesislerin işler ve muntazam bir şekilde saklanması;

Kredi hakkında :Müşterilere 2 milyon liraya kadar kredi açmaya yetki.

Yetki devri ile ilgili ilkeler şunlardır:

Sorumluluk devredilemez;

İki makama bağlılığa yer verilmemelidir;

Benzer Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkanlar

Son Yorumlar