İş hayatına atılan çalışan bireylerin genellikle eleştirdiği şeylerden biri de iş olanakları, çalışma koşulları, mesailer vs… Peki, bu nokta da gerçekten çalışan bireyler işlerinin hakkını gerçekten veriyorlar mı? Biraz empati kurarak çalıştığımız işin hakkını verip vermediğimizi sorgulayabiliriz. Çalışma şartlarınız ne olursa olsun başarı grafiğinizin yükselip yükselmediğini, çeşitli bilgi ve tecrübeleri edinip edinmediğinizi kendinize sorarak başlayabilirsiniz mesela.
Çalışma hayatında en büyük sorunlardan biri de kuşkusuz işyerindeki çalışma koşullarıdır. Çalışma koşulları iyi olmayan negatif hava veren iş yerlerinde pozitif bir sonuç almak neredeyse imkansızdır. Bu durumda işinizi en iyi şeklide yapmanızı sağlayacak önemli koşulardan biri de kuşkusuz çalışma ortamıdır. Çalışma ortamı ne kadar sıcak ve içten ise çalışanın kendini işe adaması da o kadar kolay olacaktır. Bazı iş yerlerinde baskı altında çalışan insanların verimsiz aynı zamanda mutsuz oldukları tespit edilmiştir. Genellikle patronlar ya da bazı yöneticiler 2 önemli konuyu birbirine karıştırmaktadırlar. Bunlardan ilki disiplin ile baskıcılık ayrı şeylerdir. Disiplinli olmak, suratsız olmak anlamına gelmemektedir. Disiplinli olmak söz kesmek, karşıdaki ile iletişim halindeyken kafa çevirmemek, lafını bölmemektir. Disiplin kavramı çoğu zaman yöneticiler arasında da bir otorite kavgası olarak nitelendirilmeye başlanmıştır.
Bu yönü ile ele alındığında beyaz yaka çalışan adaylar ile mavi yaka grubu arasında farklı reaksiyonlar ön plana çıkmaktadır. Örnek verecek olursak bir inşaat alanında bir tekniker başında olduğu çalışma grubuna üstünlük ve otorite sağlamak için, fiziksel olarak, mimiklerinde olumsuz bir eda ile hareket ederek iş yaptıracağını düşünmektedir. Aynı şekilde inşaat işçilerinin ekip başı ya da şefi, farklı üsluplar kullanarak tüm işçilerin üzerinde endişe ve korku yaratma çabası içine girmektedir. Bunun yanında disiplini yukarıda saydığımız özellikler olarak algılayan kişi ve kurumların başvurduğu diğer bir yöntem ise bu noktada korkutma çabasıdır. Bu kez korkutma, maaşını vermeme, kapı önüne koyma gibi tehditler devreye girmekte ve çalışanların topyekün iş hayatında mutsuz olmalarına neden olabilmektedirler. İş hayatında çalışan kesimlerin kendi gücünü öne çıkarmaları için öncelikle işyerinde huzur, güven ve istikrar olmalıdır. Öte yandan hiçbir çalışan en iyi biçimde işini yapamaz.
