Günümüzde her şey o kadar çok değişti ki geçmişten gelen bir sürü alışkanlığımız çöp oldu ve olmaya devam etmektedir. Bu yenileşme ve gelişme devam ederse gelecekte şu an alışkanlığımız olan birçok uygulama tatlı birer hatıra olacak.
Modern çağda değişen çalışma koşulları ve şekillerinden sonra ortaya çıkan
freelance, yani serbest zamanlı çalışma günümüzün en popüler çalışma şeklidir. Birçok yeni iş alanı freelance olarak çalışmaya müsaade etmekte ve hayatını serbest zamanlı çalışarak geçiren çok sayıda eğitimli çalışan bulunmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen ekonomik krizler, pahalılık, kiralar vs. derken serbest zamanlı çalışanların bir ofis açıp çalışması gerçekten çok zor bir hal almaktadır. İşte bu zorluğun bir sonucu olarak yaratıcı düşüncesini geliştiren freelance olarak çalışanlar yeni bir trende yol açmış oldular.
Bu günlerde Batılı ülkelerde kısa bir zaman önce başlayan ve Türkiye’de yeni yeni trend haline gelen
gerçekte ofis olmayan alanların ofis olarak kullanılması yaygınlaşmaktadır. Bu trend öyle bir hal aldı ki bazı girişimciler tarafından fırsata bile dönüştürüldü. İstanbul’da bazı noktalarda
ofis şeklinde kafeler bile ortaya çıktı. Daha önceden freelance çalışan insanlar rastgele ya da belli kafe, lokanta, çay bahçesi gibi mekanlarda işlerini yürütürken günümüzde tamamen freelance çalışan insanların toplandığı kafeler bulunmaktadır. Bu mekanlara giden serbest çalışan kişiler bir ofisten isteyebileceği her şeyi elinin altında bulabilmektedir. Hem de bunun için oturduğu kafeye kira ödemesi, kullandığı yazıcıyı, fotokopi makinesini satın alması vb. şeyleri kendine dert etmesi gerekmemektedir. Sadece yediğinin, içtiğinin parasını ödemesi yetmektedir.
Bu tarz mekanlar serbest zamanlı çalışanlara başka ne gibi fayda sağlarlar? Tabi ki bir freelance çalışan kişiye en çok lazım olan şey olan yeni ilişkiler bulma ve bu ilişkilerden yararlanarak işini geliştirme gibi imkanlar ofis kafelerin en büyük yararlarındandır. Bu tarz yerlerde bir araya gelen kişiler genelde internetten, telefondan yaptığı iş için aynı alanda çalışan başka kişilerle iletişime geçebilir veya onlarla iş konusunda ortaklıklar kurabilir. Kendi işini geliştirmek için yeni iş fırsatları arayan insanlar bu noktalarda bir araya gelip işlerini düşünerek, tartışarak geliştirebilirler.
Bir kafede ofis ortamı yaratma fikrinin kökenine bakacak olursak aslında yabancısı olmadığımız bir şey olduğunu görürüz. Zamanında edebiyatçıların, yazarların, şairlerin, sinemacıların, oyuncuların ve bu mesleklere benzer başka freelance şekline sahip olan kişilerin mekan bellediği yerler olurdu. Şairler kahvesi,
oyuncular kafesi, figüranlar kahvesi gibi mekanlar bunlara örnek verilebilir. Belkide bizim tarihimizde en ünlü açık hava ofisi edebiyatçı, yazar ve şairlerin mekan tuttuğu Beyazıt’taki “Çınaraltı Çay Bahçesi”dir. Ayrıca çok ünlü kişilerin kitaplarını yazdığı belli başlı kafe ve lokantalar da diğer ünlüler ve bu alanda henüz ünlü olamamış kişiler tarafından da çalışma alanı olarak kullanılmıştır. Örnek olarak da
Attila İlhan’ın hemen hemen her gün gittiği Divan Pastanesi verilebilir.
