İş hayatımızın süreleri çok önemlidir. Bir gün gelecek ve bir varmış bir yokmuşla başlayacak olan bir iş kariyer geçmişiniz olacak. Bu hikayenin asıl kahramanı sizsiniz. Hikayenize başlamadan önce zamanın ne kadar hızlı geçtiğinin anlık farkına varırsınız. Zamanın önemi oldukça kıymetlidir.
Zaman; çok değerli bir sermaye, mutlak bir güç, satın alınamayacak kadar pahalı ve değerli ve en önemlisi geri gelmeyecek kadar gerçektir. Aslında zaman kavramı tüm insanoğlu için aynı paralelde ilerlemektedir. Daha dün gibi hatırlıyoruz büyümek istediğimizi. Şimdi içinizde bir fısıltıyla da olsa duyabiliyorum geçmişe geri dönmek istediğinizi. Ama her birimiz birer savaşçıyız bu hayatta. Savaşçıların koyduğu kurallara da uyum sağlayıp hakkını vermek gerekiyor. Bir savaşçı geçtiği tüm köprüleri yakar, yıkar. Geriye dönüp bakmaz. Sırtını geçmişine dayar. Asla unutmaz geçmişini ama yüzünü ufka çevirir. Gelecek çünkü oradadır. Kimi savaşçılar çabuk yorulur, kolay vazgeçer. Kimisi arafta kalır. Kimisi hayatın tüm yükünü omuzlar. Kimi sadece hislerini omuzuna yük eder, fedakarlık yapar. Kimimiz hayalperest, kimimiz ise fazla gerçekçiyiz. Ama hiç birimiz geçen zamanının gerçekçiliğinin önüne geçemeyiz.
Uzmanlar, insanların en verimli zamanını kronolojik bir tablo içinde açıklamışlardır. 7 yaşına giren bir çocuk hayallerinde süslediği şeyleri yapmak için bastırıldığında ilerleyen hayatında asla başarılı olamamaktadır. Başarılı olsa bile, dünyaya yenilikler anlatmak için debelenip durur. 14 yaşında yapılan bir baskı ve bastırılmış için şans daha çok çok daha azdır. 22 yaşına giren bir birey eğer 22 yaşından sonra ki hedefleri konusunda durdurulup baskı altında kalıyorsa yine asla bir ilerleme kaydedememektedir. Oysa 7 yaşındaki bir çocuğun hayalleri bastırılmamış olsaydı, öz güven sorunu olmayacaktı. 14 yaşındaki bir bireyin hedeflerinin önüne geçilmeseydi, birey hırsını ve kendisini bu kadar dünya ila kapatmazdı. 21 yaşında bir gencin hedeflerini yıkan kişi tüm dünyaya bir kibrit yakmış kadar gerici olarak tanımlanmıştır. İş yaşantımıza ve belki hedeflerimize ulaşabilecekken bir anlamsız baskı yüzünden var olmadan tükenmeye mahkum ediliyoruz.
Yani zaman kavramı çok önemli, insan kendini tanımlayabildiği süre içinde hedeflerine ve isteklerine kavuşmalı. Zamanında sizin de hedeflerinizi yıkıp geçen anlamayan insanların olduğuna eminim. Zaman trenini siz kaçırmış olabilirsiniz belki ama sizden sonrakilere bu yolculuğun kapısını sonuna kadar açın. Birgin onarlın bir hikayesi olduğunda boğazlarına düğüm düğüm olmasın anlatacakları. Geriye dönüp baktıklarında geçmişe çakılmasınlar. Yetiştireceğiniz insanları hatalarıyla doğrularıyla kabullenmekten çekinmeyin. Doğanın kanunundur deyip asla kötüyü kurtararak elinizdeki iyiyi kaybetmeyin. Zamanın önemini doğru kodlayın, onlara doğru sunun ki dünya hayat daha güzel bir yer olabilsin.
