İş hayatımızın daha özgeçmiş oluşturma kısmında eksikliğini veya avantajını kolaylıkla hissedebileceğimiz yabancı dil bilgisi, bizi pek çok rakibimiz arasından öne çıkaran bir yetkinliktir. Üstelik sadece dünyanın ortak dili olan İngilizce üzerinde değil, birçok dil üzerinde üç yetkinliği (okuma-yazma-konuşma) yerine getirebilmek, çoğu firma için iş arayan kişilerde aranılan şartların başında gelmektedir.
Yabancı dili öğrenmek ve geliştirmek için yıllardır gittiğimiz kurslar, sertifika programları, dershaneler bu aşamada meyvelerini toplamamıza olanak tanır. Peki firmaların, iş arayanlarda yabancı dil şartı aramalarının temel sebebi nedir? Elbette ilk olarak yurtdışındaki başka firmalarla bağlantı kurabilmek ve mevcut firmanın değerini, gelirini, saygınlığını daha da geliştirebilmektir. Aynı zamanda nitelikli eleman çalıştırmak için de firmalar yabancı dil bilgisini referans almaktadırlar. Bir diğer önemli nokta ise, yabancı dillerde yazılan makale ve teorik yazılardan dil aracılığıyla faydalanma amacıdır. Örneğin ülkemizde, pek çok sektörde bilimsel çalışma eksikliği vardır. Özellikle tıp, mühendislik, teknoloji gibi alanlarda kendi ülkemizde yapılan çalışmaların yanında, başka başka ülkelerin de çalışmalarına ihtiyacımız olduğu aşikardır. İhtiyaç duyduğumuz noktada, mesleğimizle alakalı yabancı dilde çalışılmış ve yazılmış makaleleri, projeleri okuyarak kendimizi geliştirebiliriz. Aynı zamanda yine yabancı dilde yazılmış makaleleri referans alarak kendimize çözüm yolu oluşturabiliriz. Bu durum firma için de oldukça önemlidir. Bir akademisyen çalışma yapacağı evrensel bir konu üzerinde, çalışılmış yerli ve yabancı kaynakları bilmeden, okumadan tam olarak bilimsel bir çalışma yapmış sayılmaz. Görüldüğü gibi yabancı dil bilgisi hem iş arayan hem işveren için önemli bir yetkinliktir.
Yabancı dil bilme konusunda sadece İngilizce üzerinde yoğunlaşmak hatalıdır. Artık İngilizce dışında revaçta olan diğer yabancı diller Rusça, Fransızca, Japonca, Çince gibi dillerdir. Burada dikkat çekmemiz gereken daha önemli bir konu ise, yeme-içme ve tekstil sektöründe çalışacak olanların, ülkemize gelen farklı göç dalgaları ile birlikte, artık Arapça yetkinliklerinin de olması gerektiğidir. Özellikle son iki yılda, belirttiğimiz sektörlerde açılan iş ilanlarında aranılan niteliklere bakılırsa Arapça bilmenin önemi anlaşılacaktır. Yabancı dile yabancı kalarak istediğimiz işe ve maaşa sahip olamayacağımız gibi, değişen ve gelişen dünyaya da ayak uyduramayız. İş hayatı ve yabancı dil arasında doğru bir orantı olduğu bilince varmalı, ne kadar iyi bir iş hayatı istiyorsak o kadar iyi bir yabancı dil bilgisine sahip olmamız gerektiğini unutmamalıyız.