Gıda Sektöründe meydana gelen bir takım değişimden bahsetmek sanırım yersiz olmayacaktır. Giderek büyüyen ve tekelleşen bir sistemi bu nokta da dile getirmemiz de yanlış olmayacaktır. Geçtiğimiz yakın zaman içinde bazı zincir marketlerin tabelalarının değiştiğini hepiniz görmüşsünüzdür. Çok kısa bir süre sonra ülkemizde 2. Zincir market payına sahip şirketinde başka bir market zincirini satın aldığını öğrenmiş olduk. Bu durum gıda sektöründe meydana gelen değişimi gözler önüne sermektedir. Özellikle 2000’li yıllardan sonra gelişim gösteren Gıda alanındaki markalar bakkal ve küçük market esnafını etkilemişti. İlerleyen yıllar şunu gösterdi bu kez büyük balık küçük balıkları yutmaya başladı.
Gıda sektörü demişken bu durum sadece marketlerde değil aynı zamanda ünlü markalar olan fast food ve kafeterya markaları için de geçerli. Alışveriş merkezlerinin teraslarını kapatan kafeteryalar şimdilerde büyük şehirlerde en işlek caddeleri kapatır hale geldiler. Bu durum büyük bir tekelin merkezinde ilerleme kaydederken küçük esnafın giderek kaybolduğunu açıkça ortaya çıkartmaktadır.
Büyük Gıda Şirketlerinin Pazar Payı Büyüyor!
Büyük gıda şirketlerinin Pazar payı giderek büyüme kaydediyor. Bu durum daha çok küçük ve orta ölçekli firmaları etkiliyor. Yeni Pazar paylarının oluşmaması ve her sektörün belli bir firma bünyesine toplanması rekabet ortamını da olumsuz etkilemektedir. Ucuzlaması beklenen ürünlerin tek tekelde toplanması ve seçenek bırakmaması oldukça riskli bir durumdur. Bu nedenle tekelde biriken sektörler korku ve endişe yaratmaya devam etmektedirler.
Türkiye’de Gıda Sektörü Harcamaları
Ülkemizde gıda sektörüne yönelik harcamamalara bakıldığında yeme-içme v.b konularda oldukça cömertiz. Yalnızca bir çocuklu ailenin aylık gıda harcaması ortalama olarak 625 TL olarak belirlendi! Bu oran dünya üzerinde de değişmedi. Ekonomik krizin yaşandığı küresel ekonominin etkilenmediği tek sektör denebilir. İnsanlar ayakkabısız, ceketsiz kalabilir ama yeme içme ihtiyacı asala bitmemektedir.