Günümüz gençlerinin en büyük sorunlarından birisi de gelecekten duyulan kaygıdır. Gelecek kaygısının da en büyük parçasını iş ve çalışma hayatı oluşturmaktadır. Yani, hayata atıldıklarında iş bulabilecekler mi ya da nasıl bir iş bulabilecekler gibi birçok soru gençleri geleceklerine umutsuz bakmaya itmektedir. Peki, bu kaygı ile nasıl mücadele edilmeli? Bu sorunun cevabı için yapılan birçok araştırmayı derledik ve bakın nasıl sonuçlar ortaya çıktı.
Öncelikle gençler, hayallerindeki mesleği seçmekle işe koyulmalılar. Bu mesleği seçerken de uzmanlardan, okullardan ve aileden mutlaka tavsiye alınmalıdır. Her kişinin kendine göre bir yeteneği mutlaka vardır. Bu yeteneği keşfetmek önemlidir. Ondan sonrası bu yeteneğe göre bir meslek belirleyebilmektir. Böylece gelecekte çok başarılı olunabilecek bir iş dalına yönelmek mümkün olabilir.
Gençler, mesleklerini seçtikten sonra artık bu meslek dalında eğitim planlaması yapmalıdır. Yapacağı eğitim planlaması liseden başlayarak lisans ve lisansüstü eğitime kadar devam etmelidir. Eğitim hayatı içerisinde mutlaka mesleğine dair ek seminer, konferans, kurs vb. arayışlara girerek mesleki gelişimini taçlandırmalıdırlar. Eğitim hayatı dışında edinilecek bilgi gençlerin bir adım önde olmalarına yol açacaktır.
Eğitim devam ederken kendi meslek alanında staj yapılmalıdır. Staj imkanı yoksa fırsat bulunduğu zamanlarda mutlaka cüz’i bir ücret karşılığı da olsa iş hayatının içine girilmelidir. Böylece tam olarak mesleğe atılmadan önce gelecekte çalışılacak meslek tanınmış olur.
Eğitim süresince kariyer planlaması yapılarak devamlı yıllık, 3 yıllık, 5 yılık ve 10 yıllık hedefler belirlenmeli ve belirlenen hedefler doğrultusunda hareket edilmelidir. Gelişigüzel bir şekilde iş hayatına atılan gençlerin başarı oranı hedef planlaması olan gençlere göre çok daha düşüktür.
Günümüzde sert piyasa koşullarında eğitimli gençlerin kendilerini var edebilmeleri için geleceklerine belli bir plan – program çerçevesinde hazırlanmaktan başka çareleri yoktur. Yaşamın gittikçe zorlaştığı piyasa düzeninde geleceği garanti altına almak adına yapılan hiçbir çalışma boşa gitmeyecektir. Şurası bir gerçektir ki, gelecek gençlerin ellerindedir. Gençler ise, bunun farkında olmalı ve hem kendi geleceklerine, hem de ülke ve dünyanın geleceğine sahip çıkmalıdırlar.
Aydınlık yarınlar gençlerin olacaktır.
