İnsanlar sosyal ve ekonomik hayatlarında gün içinde çok sayıda meslek grubundan tanımadığı insanlarla etkileşim içerisinde olur ya da olmak zorundadır. Sabah işe gittikten akşam eve dönünceye kadar etkileşim, iletişim ve paylaşım içerisinde bulunduğumuz çoğu kişi bir meslek sahibidir ve mesleğinin gereği olarak sizlerle muhatap olurlar. Örneğin markete gidersiniz kasiyerle ister istemez diyalog içerisine girersiniz, ya da doktora gidersiniz derdinizi anlatmak zorundasınızdır. Mesleğini pazarlamak zorunda olan bazı insanlar yapılması ne kadar doğrudur bilinmez ama bazen öyle ‘yalan’lar söylerler ve biz inanmak zorunda kalırız. Ve söylene gelen birkaç cümle var ki siz de duyduğunuzda bir yerlerden tanıdık gelecektir. İşte çeşitli mesleklerde söylenen 10 klasik yalan bunlar.
İşte çeşitli mesleklerde söylenen 10 klasik yalan
Öğretmen: Oğlunuz çok zeki ama çalışmıyor, çalışsa…
Hayatımız boyunca mutlaka yaşamışızdır. İlkokulda, ortaokulda ve lisedeki eğitim hayatımız boyunca yaptığımız bazı şeylerden ötürü öğretmenlerimiz anne ve babamızla görüşmek istemişlerdir. Ya da okullarda sıkça yapılan veli toplantılarında çocuklarının durumunu öğrenmek isteyen ‘kötü’ öğrencinin velisine söylenen klasik cümledir aslında bu. Öğrencinin yaramaz ve kötü olduğunu uygun bir dille velisine anlatmak isteyen çoğu öğretmen hem veliyi incitmeden hem de öğrenciyi hedef göstermeden var olan sorunu çözmek için bu yola başvurur.
Ayakkabı satıcısı: Giydikçe açılır
Ayakkabı almak istediğimizde ayakkabıcı dükkanına gideriz ya da büyük bir ayakkabı mağazasına. Ancak yüzlerce çeşit arasından beğendimiz ayakkabı bir türlü ayağımıza olmaz veya kendimize yakıştıramayız. Bazen de seçtiğimiz ayakkabının bizim numaramıza göre olanı yoktur. Müşteriyi kaybetmek istemeyen satış görevlileri veya mağaza sahipleri ufak birkaç cümle ile satışı yapmak ister. O nedenle ‘hafif sıkıyor bir numara büyüğü yok mu?’ diyen müşteriye ‘yok’ demek yerine var olan ürünü satmaya çalışırlar.
Hemşire: Canınız hiç acımayacak
Çocukken en çok korktuğumuz insanların başında gelir hemşireler. Ancak büyüdükçe onların korkulacak kişiler değil saygı duyulması geren bir mesleği icra eden zarif insanları olduklarını anlarız. Bazı insanların çocukken yaşadıkları ‘doktor’ veya ‘hemşire’ korkusu yetişkinlikte de devam edebilir. Veya ameliyata hiç girmemiş bir kişi ameliyat olmaktan çekinebilir. Bu nedenle doktorlar veya hemşireler hastayı birazcık rahatlatmak adına bazı yatıştırıcı cümleler söylerler. ‘Canınız hiç acımayacak’ veya’ Çok basit bir ameliyat’ bunlardan bazıları… Çocukken ‘hiç canın acımayacak’ sözünün yalan olduğunu iğne vurulduktan sonra anlarız. İş işten geçmiş olur tabi…
Mağazacı: Bize gelişi bu fiyattan
Mağazada kendimize göre ihtiyacımız olan ürünleri seçerken bir yanda da en ucuza nasıl mağazadan çıkabiliriz onun hesabını yaparız. O yüzden kasada veya ürünü tanıtan görevliyle reyonda pazarlık içerisine gireriz. İndirim yapmaya niyeti olmayan mağaza görevlisi en kısa yoldan bu durumdan kurtulmak için sıkça söyler bu cümleyi.
Tesisatçı: İşçilik almıyorum hepsi malzeme parası
Evimize tesisat döşetmek istediğimizde ‘çok fazla fiyat verdin’ dediğimiz emeğinin karşılığını almak isteyen tesisat ustasının söylediği cümlelerden birisidir bu.
Manav: Taze ve organik meyvedir.
Taze olmadığını anladığımız meyve ve sebzeleri almaktan vaz geçecekken manavcını son dakikada durumu kurtarmak için söylediği cümle.
Minibüsçü: 5 dk’ya kalkıyor
Bir yere yetişmek zorun olduğumuzda hemen en hızlı hangi şekilde gidebiliriz onun yollarını ararız. Bunu bilen bazı minibüsçüler kalkış vaktine daha zaman olmasına rağmen yolcuyu kaptırmamak adına bu tarz davranışlarda bulunabilir.
Bakkal: Yazar kasa bozuk
Çok rastlamışızdır. Marketlerde alıştığımız fiş isteme olayına bakkallar bir türlü ayak uyduramamıştır. Bu neden fiş isteyen müşterileri bu şekilde geri çevirirler.
Lokantacı: Siparişler yola çıktı, 10 dk’ya gelir
Evde bazen yemek yapmaya üşendiğimiz zamanlarda dışarıdan yemek siparişi veririz. Ancak acele olmasını istediğimiz lokantacının göndermesi geren bir sürü siparişi vardır. Sizi geri çevirmek istemediği için olacağından daha az kısa sürüde siparişin evinize ulaşacağını taahhüt eder ancak siparişler bir türlü zamanında gelmez…
İnsan kaynakları: Biz sizi ararız…
Ve geldik en bilinen klişe cümleye. Bunu duymamış veya hayatında karşılaşmamış olan çok az insan vardır. İş başvurusu olumsuz sonuçlanan kişileri kırmamak adına firmaların insan kaynaklarının söylediği bir cümle. Ne kadar doğru tartışılır…