İş hayatının henüz başında olan yeni mezunlar, iş arama sürecinde kendisine avantaj sağlayacak ve iş görüşmelerinde de fark yaratacak tavsiyeler için internetin başına geçmekte. Ancak son yıllarda tavsiye niteliğindeki bazı yazılarda dikkat çeken, gençlere sürekli iş hayatının ne kadar çetin bir ortam olduğundan ve üniversite mezunu dahi olunsa düşük ücretlere razı olarak çalışma hayatına başlanması gerektiğinden bahsedilmesi… Yeni mezunların arzu ettiği pozisyona sahip olması için düşük kademelerden işe hayatına başlaması ve deneyim kazanarak geçen zaman içinde hayal ettiği işe kavuşması için çalışması farklı, niteliklerini ve aldığı eğitimi bir kenara iterek emeğinin karşılığı olmayan ücretlere en baştan razı olması farklı bir şeydir.
Gençlere bu şekilde tavsiyeler veren yazılar, gençlerin ister istemez kabul edilebilir bir ücretle iş bulmanın çok zor olduğuna inanmasına sebep oluyor. Birçok genç mezuniyet sonrasında iş aramaya başlıyor ve kısa süre sonra pes ederek bu tür tavsiyelerin doğru olduğunda kendini şartlandırarak emeğinin karşılığı olmayan çok düşük ücretleri kabul ediyor. Bu tutum, sorunun bir kısır döngüye dönüşmesinden ve gençleri umutsuzluğa sevk etmekten başka bir işe yaramamaktadır. Zira iyi bir üniversitede eğitim aldıktan sonra daha da iyi bir okulda yüksek lisans yaparak mesleğinde uzmanlaşan, yabancı dil hakimiyeti yüksek olan ve eğitim hayatı boyunca da kişisel gelişimi adına birçok çalışma yapan bir gencin vasıfsız işçi niteliğindeki pozisyonlarda çalışmayı kabul etmesinden daha büyük bir yanlış yoktur.
İş hayatının gerçek anlamda çok zor olduğu ise şüphe götürmez bir gerçektir. Gençlerin mezuniyet sonrasında anında hayal ettiği sektörde ve pozisyonda bir iş bularak çok yüksek maaşlar almayı hayal etmemesi gerektiği de bir gerçektir. Ancak bu kesinlikle gençlerin niteliklerini ve aldığı eğitimi görmezden gelerek vasıfsız bir işçiyle aynı düzeydeki maaşlara razı olması manasına gelmemektedir. İşin en kötü yanı ise bu şekilde kendisine düşük maaş teklif edilen bir gencin iş teklifini geri çevirmesinin hemen ardından bu maaşa razı olan başka bir nitelikli gencin bulunabilmesidir. Gençlerin bu şekilde adeta kendi ipini çekerek hak etmediği ücretlere çalışmayı “gönüllü olarak” kabul etmesi, istenen ücretlerin alınamamaya devam etmesine sebep olur.
Şüphe götürmeyen bir diğer gerçek ise mezuniyet sonrasında gençlerin aylarca istediği gibi bir iş arayabilecek lükse ve refah düzeyine sahip olmadığıdır. Biran önce bir işe girerek para kazanmak zorunda olan gençler birkaç iş görüşmesinin ardından ne yazık ki pes etmekte, boşta durmaktansa kısa süreliğine de olsa düşük ücretlerle çalışmayı kabul etmektedir. Ancak bu tutum devam ettiği sürece sorun da çözümsüz bir kısırdöngü haline dönüşmekte… Kariyerine bu şekilde geçici işlerle başlayan pek çok iyi eğitimli genç, aradan yıllar geçmesine karşın hala aynı maaş seviyesindeki işlerde çalıştığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Hedeflerin düşürülmesi ile birlikte kariyer hedeflerine ulaşmak da zorlaşmakta, nitekim bu şekilde tercih yapan gençler de seneler boyunca istediği maaşı alamadığı işlerde çalışmaktadır.
Günümüzde genç yaşlı fark etmeden birçok çalışan aldığı ücretin sarf ettiği emeğin karşılığı olmadığından bahsetmekte, bu sorunun birçok farklı sebebi olmasına karşın önemli nedenlerden birinin de kendi tutumları olduğunu görememekte ya da görmezden gelmek istemektedir. Zira bu durumu tersine döndürmek sadece çalışanların elinde olmamasına karşın çözüm için çalışanların da yapması gereken pek çok şey bulunmaktadır. Tüm yeni mezunların kariyerinde başarıya ulaşabileceğine gerçekten inanması, önce bu başarıyı elde edeceğine kendini inandırması gerekir. Bu şekilde düşünerek başlanan ve her iş görüşmesinde de sarf edeceği emeğin karşılığı olan ücreti talep eden gençlerin sayısının artması, çalışanların daha makul ücretler alabilmesi açısından muazzam derece büyük bir öneme sahiptir.