Teknolojinin gelişmesi ve yeni dünya düzeninin kültürümüze dâhil olması ile beraber hayatın birçok alanında değişime gidildi. Birçok kişi yeni dünya düzenine direnip geleneksel motiflerini korumaya çalışırken zamanın hızına yetişemeyip pes etmek durumunda kalıyor. Küreselleşme ile her şey tek tipleşip birbirine benziyor. Birbirine benzemekle kalmıyor kıyıda köşede kalan bütün inanışları, alışkanlıkları da öldürüyor. Yaşanılan bütün olayların akışı belirli ajanslardan haber haline geliyor. Mardin’de yaşanan olayın detaylarını Dünya ajanslarından öğreniyoruz. Hal böyle olunca zevklerimizden tutun da giyim tarzımıza, evlerimize koyduğumuz eşyalara kadar her şey birbirine benziyor. Yeni sistem farklılıkları öldürürken, her şeyin hızlı olmasını istiyor.
Self Servis Çalışmayı Öldürüyor Mu?
Dünya üzerinde ilk kez New York’ta başlayan Türkiye’de 20 yıllık geçmişi olan Self Servis döneminde toplum ikiye ayrılmış durumda. Bir yandan “zaman kaybı, servisimi kendim yaparım” diyen zümrenin yanında, diğer yandan “donat masayı” diyerek hizmet isteyen vatandaşın sayısı da bir hayli yüksek. Bu tartışmalar bir köşede devam ederken, self servisin çalışma sistemine de zarar verdiği söyleniyor. Servis yapan ve hizmet eden elemanın yerine vatandaş kendi servisini yaparak çalışma gücünü de yüklenmiş oluyor. Self servis samimi görülürken, müşteri ve işveren arasında diyalogu da tüketiyor. Self servise sıcak bakmayan kişilerin sayısı bir hayli yüksek. “Yemeği dışarıda yiyorsam önüme gelmeli” diyenler de var. Self servisi cazip görenlerin sebeplerinden biri ekonomik olması. Servis parasını vermek istemeyen birçok vatandaş self servise sıcak bakıyor. Ancak genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Self servis kültürüne toplumun alışması epey zaman alacak. Self servis mi masaya servis mi sorusunun cevabı şuan için; her ikisi de olur!
AVM’lerin Hayatımıza Girmesi
Hayatımıza girmesiyle beraber hızlı bir şekilde artan, metropollerde nerdeyse her semtte karşımıza çıkan devasa AVM’lerimiz! Çarşı pazar kültürünü yok edeceği söylenen, hafta sonları ailelerin gezmek için akın ettiği popüler kültürün kalesi. Yüzlerce mağazanın bulunduğu ve genellikle en üst katında yemek bölümünün olduğu fast food yemek kültürünün bir parçası haline gelen AVM’lerin sayısı her geçen gün artarken, uğruna yeşil alanlar talan ediliyor. Bir yandan birçok seçeneğin bir arada bulunması herkesi cezbederken, diğer yandan betonlaşma ve tek tipleşmenin temellerini tek tek atıyor.
AVM’lerin Esnaf Kültürüne Zararı
Birden fazla mağazanın bulunduğu AVM kültürü esnafa da büyük zarar veriyor. Vatandaşın akın ettiği AVM’lerin çevresinde bulanan esnaf, ekonomik zarara uğradığını, karşılıklı ilişkilerin de zayıfladığını söylüyor. Popüler kültürün en büyük kalelerinden biri olan AVM’yi, yanlı tüketim mabedi olarak gören çevrelerin sayısı da bir hayli fazla. Tüketiciyi gereksiz harcamaya yönlendiren bu sistem hem tüketicinin hem de ülke ekonomisinin zarar görmesine sebep oluyor.
Fast Food ve Kahve Dünyası Zinciri
Yemek kültürümüzün değişmesine sebep olan ve hızlı tüketime hizmet eden fast food yiyecekler her yaş grubundan insanın tercihi olmuş durumda. İş hayatında aktif rol alan insanlar zaman bulamadığı için fast food yiyeceklere yönelirken, sağlık sorunları da ardı sıra geliyor. Türk mutfağının zengin çeşidi ve kültürü yerine, ekmek arasına defalarca kullanılmış yağlarla kızartılmış etlerin alması hazin bir durum. AVM’lerin en üst katında yer alan yemek bölümü adeta fast food yemek kültürüne hizmet ediyor.
Asitli içeceklerin, fast food menülerin yer aldığı yemek kültürüne kahve dünyası zinciri de dâhil oldu. Hemen her semtte karşımıza çıkan kahve dünyası tüketicilerin en fazla gittiği yerler arasında. Dünya kahvelerinin de tadıldığı kahve dünyasında makineleşme vazgeçilmez bir durum. Türk kahvesini makineden tüketen vatandaş, geleneksel kültür öğelerini birer birer terk ederken, fast food ve kahve zincirine her gün bir yenisi ekleniyor.