Zihinsel olarak mı? Yoksa fiziksel olarak mı yoruluyorsunuz? 2016 yılının son aylarında Avrupa’da çalışanlar üzerinde yapılan araştırmalarda çalışma hayatında zihinsel olarak mı? Yoksa fiziksel olarak mı yorulmanın anketinin sonucu elde edilen verilerle ortaya konulmuş. Bu verilerin ne olduğunu sizler de merak ediyor musunuz?
Ülkemizde fiziksel ve zihinsel olarak yorulduğumuz iş kolları bulunmaktadır. En üzücü durumlarda biri de kuşkusuz hem zihinsel hem de fiziki olarak yorulmamızdır. Bir taraftan çürümeye doğru giden bedenimiz, öte yandan çalışma sistemi çökmüş bir beyin ile bu hayatta ne kadar sağlıklı olunabilir?
Çalışma hayatında insanları yoran ve adeta hayattan soğutan tek unsur şirketlerin yönetim şeklidir. Yönetim şeklinin insanlar üzerinde etkisi oldukça etkilidir.
Çalışma Saatlerinde Esneklik
Avrupa, Asya’da insanların çalışma saatleri ülkemize nazaran oldukça farklıdır. Avrupa’da 4 saatlik ve 6 saatlik çalışma mevcuttur. Bunun yanında 2 saatlik çalışmalar yarım gün niteliği taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde 24 saat dilimi içinde 6 saat uyku, 1 saat yolda harcanan zaman, maksimum 6 saat iş mesaisi olmaktadır. Geri kalan zaman diliminde, eğlence, sinema, müzik, spor, kültür sanat etkinlikleri gibi sosyal hayatı düzenleyen etkinliklere yer ayırılmaktadır. Ülkemizde ise bu durum değerlendirildiğinde; 24 saat dilimi üzerinden bir yetişkin için önerilen uyku saati 6 saat, 2 saat yolda harcanan vakit, 11 saat iş mesaisi, yani 13 saat boyunca iş yerinde geçiyor zamanımız. Genel bilançoya bakıldığında 24 saat – 6 saat-2 saat – 11 saat = Kalan 5 saat. Gün ışığının bittiği ve karanlık için beklenen 5 saat. Hiçbir kültür sanat etkinliğine vakit kalmamaktır.
Maaş Miktarının Yetersizliği
Maaş miktarının yetersizliği ülkemizde zihnin yorulmasında büyük etkenler arasında. Ay sonunu getiremeyen pek çok çalışan, fiziksel gücünün yanında en çok zihinsel yorgunluğa teslim olabiliyor.
Genel olarak ülkemizde ve Avrupa ülkelerinde çalışma hayatının insanlar üzerindeki zihin ve beden yorgunluğu üzerine yapılan araştırmalarda son 7 yılda en çok zihnimizin yorulduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumun insanlar üzerinde mutsuzluğu düşünülünce, beden faktörü de ilerleyen süreçte nasibini almaktadır.