Eğer bu makalemizde işten ayrılmadan önce “Hukuki süreçler şu şekilde işler.” “Boş kağıda imza atmayın” gibi şeklinde bir paylaşım bekliyorsanız ne yazık ki bu klişe konulardan bahsetmeyeceğim. Konuya olabildiğince real olarak yaklaşmayı tercih ediyorum çünkü. Her başlangıç bir son değildir ve Her son yeni bir başlangıca yelken açmaz. Bu konuda tavrınız, duruşunuz ve kıvrak zekanız önemlidir. Çalıştığınız işyeri savaş alanınız değildir. Eğer bir savaş alanına girdiğinizi düşünüyorsanız o zaman bu harbi hemen sonlandırın. İşten ayrılma vaktiniz geldi.
Ülkemizde özellikle özel sektör çalışanlarının omuzunda ağır bir yük bulunmaktadır. Gerek işyerinde çalıştığı zaman süreci içinde geçen süre, gerekse sosyal hayatındaki sorunlar bir işte devamlılığı ve devam etmemeyi belirler. Çoğu çalışan için işyerinde ilk temel ilke iş ortamındaki huzurudur. Çünkü insanlar çalıştığı işte mutlu olmadıkları sürece aldığı maaşsın ve başarı ödüllerinin değeri ne yazık ki yoktur. İkinci temel ilke aslında ilk temelle aynı paralelde ilerlemektedir. Kişinin çalışarak kazandığı para belki de bir nebze de olsa iş yorgunluğunu alıp süpürebilir.
İnsanlar birer makine değildir. Ancak bu çoğu zaman işverenin gözünden kaçmaktadır. Şunu belirtmekte de fayda var. İş disiplini ile baskı aynı şeyler değildir. İşyerlerinde yaşanan krizler küçük ölçekte atlatılmadığı sürece birikerek bir patlamaya neden olur. İşte tam da bu noktada işten ayrılma ile ilgili bir karar aşamasına gelinmektedir. Bu nokta aslında eksi ve artıları değerlendirilerek bir kanıya varılabilir. Ama çalıştığınız işten ayrılmadan önce sizin kararınız ve ruh haliniz her şeyden önemlidir. Zor bir dünyada yaşıyoruz ve hiç bir şey kolay elde edilmiyor. Ancak bu durum sadece bir yere bağımlı olarak çalışacağınız anlamına gelmez. İşyerinde yaşadığınız sıkıntılar ne kadar olursa olsun, sevincinizi ve sıkıntılarınız paylaştığınız firmanın kapısından çıkarken o kapıyı açık bırakın. Her insan bir işte çalışıyor ve bir gün hem maddi hem de manevi olarak onu rahatlatabilecek, yeni insanlar ve iş deneyimleri edinebilecek yeni işlere yelken açmakta özgürdür. İşyerinde başladığınız ilk gününüz ile işten ayrıldığınız son günün arasında örülen duvarda bir enkaz bırakarak değil iyi yönlerinizle hatırlanabileceğiniz bir dostluk bir anı bırakın.
Hayat koşulları hepimizin için aynı olsa da aslında herkesin yürüdüğü yol farklıdır. Çalıştığınız işten ayrılmaya karar verdiğiniz aşamada dikkat etmeniz gereken en önemli şey iyi bir intiba bırakarak ayrılmanızdır. Çünkü bu durum ileriki işlerinizde karşınıza bir referans olarak çıkacaktır. En son çalıştığınız iş yerini özgeçmişinize yazacak kadar cesur iseniz sorun yoktur demektir. Kimse vazgeçilmez değildir ve hiç kimse sadece tek bir patrona bağımlı çalışacak statüde değildir. Bu yüzden ilişkilerin zedelenmeden sevgi ve saygı çerçevesinde halledilmesi her zaman için daha doğru bir davranıştır.
İşyerinizde çalışma koşullarını gözden geçirin. Maddi ve manevi olarak sizi tatmin etmiyorsa ve bu noktada yeni bir iş fırsatı yakaladıysanız o zaman karar verme aşamasında karşınızda kimseler duramaz. Bir işten ayrılırken çoğu zaman insanlar gereksiz bir açıklama yapma gereksinimi duyar. Bu şekilde dolaylı yollardan iletişim kurmaktansa açıkça işten ayrılma nedeninizi söylemek daha cesurca değil midir?
Zaten iyi bir intibaının yerini hiç bir şey tutamaz. Emeklerinizi, tecrübe ve becerilerinizi aktardığınız, nefes aldığınız işyerinizden ayrılma kararı aldıysanız sadece yukarıda belirtilen birkaç naçizane öneriyi dikkate almanızı tavsiye ediyoruz. Eğer bu kurallar bütününe uyuyorsanız yeni işiniz ve yeni yaşamanızda bol şanslar diliyoruz.
