Hayatımızın büyük bir bölümü uzun süren eğitim hayatıyla geçiyor. Okul hayatıyla birlikte kendimize çok sık sorduğumuz sorudur Hangi Meslek Bana Uygun? sorusu… Üç yaşından itibaren yeteneklerimiz ortaya çıkıyor ancak mühim olan anne ve babaların çocuklarının sahip oldukları bu özelliklerinin erken farkına varmak ve harekete geçmek. Örneğin legolarla oynamayı daha çok seven çocukların gelecekte mimar olmaya yatkın olduğu, oyuncak bebeklerle oynayanların modacı-stilist, anaokulu öğretmeni, öğretmen, çocuk doktoru, bilgisayara düşkünlerin bilgisayar mühendisi, saç fırçasıyla şarkı söylemeye çalışanların ise şarkıcı olacağı gibi tahminler ortaya atılır.
Meslek Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Çocukların istedikleri mesleği seçmek konusunda elbette eğitim sistemininde payı büyük. Avrupada 3 yaşından itibaren çocukların bilinçleri, yetenekleri, yapmaktan hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları tüm ativiteler rapor edilip arvişleniyor. Bu yönde anne ve babalar okul tarafından sürekli olarak bilgilendiriliyor ve çocuğun yapabileceği mesleklere yönlendiriliyor.
Meslek seçimiyle karakter-davranışlar arasında güçlü bir bağlantı olduğu kesin. Öncelikle kenmizi çok iyi tanımamız ve “Ben kimim? Nasıl biriyim? Nelerden hoşlanırım? Neleri sevmem? gibi soruları kendimize sormamız gerekiyor. Bunun nedeni ise “neyi, neden ve nasıl istediğimizin” bilincine varmamızdır. Kendinizi bilirseniz seçeceğiniz mesleğinizede çok erken yaşlarda karar verir ve mutlu bir iş hayatına adım atmış olursunuz. Unutmayın! Hayatınıtın büyük bir bölümü eğitimin ardında çalışmakla geçecek bu yüzdendir ki severek ve eğlenerek yapacağınız meslek sizi hayatınızın her alanında mutlu ve başarılı olmanızı sağlayacaktır.
Her insan yeteneklidir ve zekidir mühim olan bu yeteneklerin erken farkına varmak ve zekamızı doğru alanlarda kullanabilmekten geçer.
Özellikle ekonomisi düşük olan ülkelerde klişe cümlelerden biridir “parası iyi olan mesleği seç” ancak parası güzel olan iş sizi bir süre sonra mutlu etmeyecektir bu durumda sizde stress, üzüntü, özgüven kaybı, umutsuzluk, kaygı, başarısızlık…vb olumsuz etkileri meydana getirecektir.
Hiç kuşkusuz bazı mesleklerin yaratıcılık ve zekayla bağlantısı vardır. Reklamcılık, yazarlık, tasarım, müzisyenlik vb sanatsal yetenek gerektiren işler yaratıcılık ve duygusa zekayla bağlantılıdır. Doktorluk, mühendislik, bilim ve uzay alanındaki bölümler, ekonomi, kimya, fizik, matematik, felsefe..vb meslekler ise yüksek zeka, sayısal değerler, düşünme gücüyle bağlantılı bölümlerdir.
Üniversite sınavlarına az kaldı ve henüz bir meslek seçimi yapamadınız. Yapmanız gereken çok basit öncelikle neleri yapmaktan hoşlandığınızı, keyif aldığınızı düşünün. Örneğin; İçe dönük, yalnız kalmayı seven biriyseniz eğer bireysel işler size daha çok uygun olacaktır. Bunlar, yazarlık (editörlük, kitap, metin, reklam yazarlığı…vb), tasarım (mimarlık, desinatörlük…vb), ressamlık… Eğer, dışa dönük, ileşitimi kuvvetli, konuşmaktan keyif alan biriyseniz grupsal halde çalışılan meslekler sizlere daha uygun olacaktır. Örneğin; Pazarlama, satış elemanlığı, halkla ilişkiler, radyo-televizyon, siyaset bilimi, spor, organizatörlük, danışmanlık, oyunculuk, müzisyen, turizm, işletme…vb
Bundan üç bin yıl önce Kaş’ta yaşayan ve Anadolu tapınaklarına yazdığı yazıtlarla ünlü Anodolulu filozof Xsentius’un şu cümlesi meslek seçiminin ne kadar da önemli olduğunu vurgular bize…
“İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlamış olsun.”
