Ülkemizde ve dünyada küresel bir ekonomik krizin olduğunu artık herkes bilmektedir. Neredeyse her ülke yeni güne kaygı ve endişelerle uyanıyor. Ülkemizde de bu durum pek farksız değil. 2015 yılında 2 seçim geçiren ülkemiz, 2016 yılına da umutla giremedi. Bu durumu nerden mi anlıyoruz? TUİK 2015 yılı işsizlik oranı aslında tüm tabloyu açıklar nitelikte. Türkiye genç bir nüfusa sahip bir ülke ve 7 bölgesinde de ayrı iş kolları ve çalışmalar mevcut. Son 10 yılda genç nüfusun büyük kentlere göç etmesi, öğrencilerin üniversite hayatına başlaması büyük kentlerde de işsizlik sorununun artmasına neden olmuştur.
Ülkemizde son yıllarda bazı büyük ve orta ölçekli firmaların kapılarına kilit vurduğu, bazı popüler mesleklerde bu alanda istihdam edilen kişi sayısının fazla olması gibi durumlar sürekli krizlere neden olmuştur. Ekonomiye karşı nasıl bir direnç gösterilmesi gerektiği sorusu aslında bu noktada oldukça zor bir soru. Hayat şartları giderek çıkılmaz bir hal alıyor. 2016 yılı zamlarla başladı. Çalışan, çalışmayan emekli, kısaca herkes için ekonomik krizin yansımalarını gözlemlemek zor değil. Bugün dünyada da benzer problemler olmasına karşın ekonominin iyileştirilmesi adına çalışmalar yapılmaktadır. Umarız ki ilerleyen günlerde ülkemiz yeni ve ferah bir iş gücüne kavuşsun. Aksi halde ekonomiye karşı dirençlerin kırıldığı noktada yeniden bir yapı inşa etmenin zararı altından kimseler kalkamayacak.
Bu üzücü tablo ne yazık ki içinde bulunduğumuz toplumda sadece gerçekleri içeriyor. Şu anda mevcut bir işiniz varsa, ona sıkı sıkıya sarılın, geçim derdi, ekmek kavgası çok zorlu süreçler. Yenibaharda yeni ve kazançlı bir döneme girilmesi ümidiyle.
