Yapılan araştırmalara göre son zamanlarda hemen hemen herkeste sık sık duyduğumuz kelime “depresyon” olarak belirtildi. Kimsenin dilinden düşürmediği bu depresyon nedir? Neden depresyona gireriz? Depresyon hayatımızı nasıl etkiler? Depresyonun iş hayatına etkileri nelerdir?
Kelime kökeni olarak Latince ’den gelen depresyon “bastırmak, çökertmek” anlamına gelmektedir. Halk arasında ruhsal bozukluk olarak bilinen depresyon son zamanlarda en sık rastlanan hastalık halini aldı.
Depresyonun İş Hayatına Etkileri
Aslında depresyon minimum iki hafta boyunca devam eden duygu çöküntüleridir. Duygusal anlamda bıkkınlık hisseden kişi karamsarlaşmaya ve kendine zarar vermeye dahi uzanan zihinsel anlamda kötü düşüncelerle, karamsarlık, umutsuzluk duygularıyla vakit geçirmeye başlar.
Kişinin vücudunda ağırlaşma ve yavaşlama belirtileri oluştuğu için davranışları ve düşünceleri içe kapanma olarak değişir. Fakat gün içerisinde gelip geçici olan moral bozuklukları depresyon olarak adlandırılmamalı ve tanımlanmamalıdır.
Depresyonu tetikleyen pek çok neden vardır. En önemli nedeni ise beyindeki kimyasal dengenin bozulmasıdır. Beynin içinde bulunan bazı kimyasallar (seratonin ve noradrenalin) sinir hücreleri arasında bulundukları sinaps ismiyle bilinen boşlukta miktarları azalır. Bunun sonucunda depresif bulgular ortaya çıkmaya başlar. Kimi zaman dışardan bir etkenin müdahalesi olmadan azalan miktar kimi zaman da geçmişte yaşanan travmalar, zorlayıcı yaşam olayları, kayıplar ve üzüntüler, zorlanmalar, hala devam eden sorunlar, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve yoksulluk gibi sorunlarda depresyona yol açabiliyor.
Depresyon aile, arkadaşlık ve iş yaşamlarına oldukça etki eder. Özellikle iş hayatında ciddi manada kişiye zarar vermektedir. Depresyona giren kişide motivasyon eksikliği ve odaklanma sorunu ortaya çıktığı için birey iş hayatında yüzde 50 verim kaybı yaşar.
Depresyon dönemi nasıl atlatılır?
Depresyon içerisinde olan ve bununla savaşan kişi iş hayatına odaklanıp adapte olabilmesi için öncelikle odak noktasını kendi benliğine çevirmesi gerekmektedir. İçinde olduğu depresyon durumuna rağmen kendisini es geçip iş hayatının stresleriyle başa çıkmaya çalışması işleri daha da çıkılmaz bir hale koyacaktır.
Birey her şeyden önce kendisini mercek altına alarak, izlemesi gerekmektedir. Yapılan işten mutluluk duymaz ve sağlıklı olunmazsa iş hayatına adapte olması da zor olacaktır çünkü her şeyin başında önce sağlık ve sonra mutluluk gelir.
Birey, sosyal yaşamda nelerle mutlu olduğunu belirlemeli ve gün içerisinde belirlediği şeyleri yapmaya çalışmalıdır. Depresyon halinde olan kişinin eski verimliliğini kazanması biraz zaman almaktadır. Bu nedenle geçiş döneminde sabırlı olmak en önemli kuraldır. Bu süreç içerisinde günlük yapılan aktivitelere devam edilmeli, spor yapılmalı ve kişinin eğlenceli bulduğu şeyleri yapması depresyon sürecinden çıkmak için önemli bir husustur.
İş yaşamında zorluk çekilmeyecek planlar yapılmalı, risk taşıyan kararlardan uzak durmalı ve sürekli olarak pozitif düşünülmelidir. İçerisinde bulunulan durumun iş hayatındaki ve sosyal çevredeki kişilere bildirilmesi gerekir. Böylece depresyon döneminde ve sıkıntılı geçen depresyonu aşma döneminde bireye dış etkenlerden gelen zorlamaları ve müdahaleleri azaltma imkânı doğacaktır.