Aylarca iş bulamadığı için boşta gezen ve en sonunda “iş olsun da ne olursa olsun” zihniyetiyle her iş ilanına başvuru yapan gençler, uzun vadeli düşünüldüğünde aslında kariyerlerine ciddi zarar verebilecek oldukça yanlış bir tutum içine girmektedir. Kariyer yolculuğunun ilk adımları her zaman tahmin edilenden daha zor atılmakta, bu süreç içinde hedeflerin düşük tutulması ise yıllar sonrasında dahi yerinde sayıldığının fark edilmesine sebep olabilmekte. İstenen sektör ve pozisyonda bir işe girilmemesi halinde farklı iş fırsatlarını değerlendirmek şüphesiz bazen bir zorunluluk haline gelse de, bu tür durumlar da en azından aynı sektördeki farklı pozisyonları ilgilendiren iş fırsatlarını değerlendirmeye çalışmak gelecek açısından çok daha yararlı olacaktır.
Yeni mezunların büyük bölümü kariyer hedeflerini çok yüksekte belirlemekte ve iş başvurularının ardından istediği gibi bir işe giremeyince de umutsuzluğa kapılmakta… Hedeflerin ilk günden çok yüksekte belirlenmesinin iş başvurularında başarısız olunmasıyla ilgisi doğrudan olmamakta, burada asıl sorun gençlerin istediği işe giremeyince kariyer planlarını çok çabuk değiştirmeleri ve tabiri caizse “amortiye” razı olmalarıdır. Unutulmamasında yarar var ki;
bugün girilemeyen bir işe gelecekte başvurulduğunda adaya avantaj sağlayacak herhangi bir pozisyonda çalışmak, hala kariyer hedefine doğru kararlı adımlarla ilerleniyor demektir. Bu sebeple amortiye razı olmak ile hedefe varmak için sabrederek istikrarlı bir şekilde çalışmak ve sadece başarıya ulaşmayı biraz ertelemek arasındaki farkın çok iyi anlaşılması gerekir.
Deneyimsiz bir adayın yönetici pozisyonunda bir işe girmesi için diplomasında yazan üniversite ismi yahut yurtdışında yüksek lisans ve hatta doktora yapmış olması her zaman yeterli olmamaktadır. İş hayatında önemli pozisyonlar büyük sorumluluk, büyük sorumluluklar büyük kararlar, büyük kararlar ise her zaman deneyim gerektirir. Bu sebeple hayal edilen işe sahip olmak için adayın deneyim kazanması gerekmesi halinde ısrarla aynı pozisyonu zorlayarak zamanını boşa harcamaması, geleceği düşünerek kendisinden istenen nitelikleri kazanmasına yardımcı olacak bir işte deneyim kazanması gerekir. Bu şekilde kişi aslında kendi geleceğine yatırım yapmakta, düşük bir pozisyonda ve düşük bir maaşla çalışıyor olmasına karşın her geçen gün edindiği deneyim ile gelecekte yapacağı iş başvurusuna hazırlık yapmaktadır.
İş hayatının uzun bir maraton olduğu ve maraton koşmanın ilk şartının da tüm yarış boyunca motivasyonunu kaybetmemek olduğu unutulmamalıdır. Kariyer hedeflerine ulaşmak için bazen beklendiğinden daha uzun süre geçmesi veya daha fazla basamak çıkılması gerekebilir. Önemli olan bu süreç içinde yerin saymamak ve geçen zamanı azami fayda sağlayacak şekilde değerlendirerek her geçen gün hedefe bir adım daha yaklaşmaya çalışmaktır. Adayın istikrarını kaybetmemesi ve motivasyon kaynağı olarak kariyer hedefine odaklanması halinde başarı zaten er ya da geç gelecektir. Böylece ilk zamanlarda çalışmak istenmeyen düşük pozisyonlu ve maaşlı iş, gelecekte kişinin hayalini kurduğu pozisyonun kapısının açılmasını sağlayan bir anahtara dönüşecektir. Önemli olarak bu ara süreçte tercih edilecek sektörün ve pozisyonun hayal edilen işe yapılacak olan başvuruda kişiye avantaj sağlayacağından emin olunmasıdır.
