Ana SayfaMakalelerMobbing (Psikolojik Taciz) Nedir?

Mobbing (Psikolojik Taciz) Nedir?

Mobbing sözcüğünün kökü mob kelimesidir ve İngilizcedir. Mob’un sözlük anlamı aşırı şiddetli’dir. Zamanla iş yaşamında sıklıkla görülen psikolojik baskı ve iş yeri tacizlerinin tümümü kapsayacak şekilde bu tarz davranışların tamamına mobbing denmiştir. Mobbing manevi zararın yanında maddi olarak da kayıplara neden olmaktadır.

Mobbing kelimesinin Türk Dil Kurumu sitesindeki karşılığı “bezdiri” kelimesi olarak belirlenmiştir. Bezdirmek iş yaşamı için şu tanımlarla açıklanabilir; İş yerinde kişinin çalışmasını ve verimliliğini sürekli sorgulamak, bu bağlamda çalışanı direk yada dolaylı yönden davranış ve kelimelerle taciz etmek, işten ayrılması boyutuna varacak safhada dışlamak, itibar zedelemek.

Mobbing, iş yerlerinde yeni ve eski çalışan ayrımı yapılmadan yapılabilir. Bazı durumlarda yeni çalışanın daha verimli çalışması düşünülerek yalnızca yeni çalışana, bazı durumlarda eski çalışanın şirketten kendi isteği ile ayrılması hedeflenerek eski çalışana uygulanabilmektedir.

Mobbing’e uğrayan kişiye mağdur, mobbing yapan şahısa / kuruma ise tacizci denir.

İş yerinde tacize uğrayan çalışanlar genel olarak yaptıkları işlerde daha verimsiz olmaya başlarlar. Tacizin boyutuna bağlı olarak çalışan ruhen iş yerinden uzaklaşır ve depresyone girer.

Yapılan araştırmalara bağlı olarak en kısa taciz süresinin ortalama 6 ay, genel olarak mobbing süresinin ise 15 ay olduğu gözlemlenmiştir. Mobbing yapan başlıca sektörler; sağlık ve eğitim sektörleridir.

Mobbing Çeşitleri;

1. Düşey Psikolojik Taciz: Üst konumda yer alanların astlarına yönelik olarak gerçekleştirdikleri mobbing davranışlarıdır. Üstler arkalarına aldıkları kurumsal sıfat ve gücü, astlarını hor görüp ezerek, onları kurumun dışına iterek kullanmasıdır.

2. Yatay Psikolojik Taciz: İşyerinde psikolojik tacizin fail veya failleri mağdur ile benzer görevlerde ve benzer olanaklara sahip, aynı konumdaki iş arkadaşlarıdırlar

3. Dikey Psikolojik Taciz: Astın üste yaptığı mobbing’dir. Çok nadir olarak görülür.

Hukuki Bilgiler

Anayasamızda psikolojik tacizi doğrudan içeren bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak psikolojik tacizin ulusal ve uluslararası hukukta kişilik hakları temelinde değerlendirildiği dikkate alınarak Anayasa’daki bu haklara ilişkin düzenlemelerin bazıları;

Anayasamızın “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” başlıklı 5’inci maddesinde; “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları sağlamak” devletin görevleri arasında sayılmıştır.

10’uncu maddede, “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesine yer verilmiş ve devletin bu eşitliği sağlamak üzere gerekli tedbirleri alacağına vurgu yapılmıştır. “Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu” 12’inci maddede düzenlenmiş ve yine “herkesin yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” 17’inci maddede vurgulanmıştır.

İş Kanunu hükümlerinde doğrudan psikolojik taciz kavramına yer verilmemiş olmakla birlikte; Eşit davranma ilkesi (Madde 5), Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi (Madde 22), İşverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri (İş sağlığı ve güvenliği konusunda) (Madde 77), kapsamında konunun değerlendirilmesi mümkün görünmektedir.

Mevzuatımıza ilk kez Türk Borçlar Kanunu ile giren psikolojik taciz ifadesi “İşçinin kişiliğinin korunması” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu hükümle işçinin işyerindeki psikolojik tacizlere karşı hukukî güvence altına alınması konusunda önemli bir adım atılmıştır. İşverenin bu maddeye aykırı davranışları sonucu ortaya çıkan zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tâbi tutulmuştur.

Psikolojik taciz, Türk Medenî Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte; “Dürüst Davranma” başlıklı 2’inci maddesindeki “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” şeklindeki temel ilkeden başlayarak; kişiliği vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı koruyan 23’üncü madde, saldırılara karşı koruyan 24’üncü madde ve bu konuda açılacak davaları düzenleyen “Davalar” başlıklı 25’inci madde kapsamında ele alınabilmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun amaçları arasında yer alan “kişi hak ve özgürlüklerinin korunması” kapsamında, psikolojik tacize konu eylemlerin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre her biri ayrı ayrı değerlendirilmek üzere 96. maddesindeki Eziyet, 105. maddesindeki Cinsel Taciz,

106. maddesindeki Tehdit, 107. maddesindeki Şantaj, 117. Maddesindeki İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, 122. maddesindeki Ayırımcılık, 125. maddesindeki Hakaret, 123.maddesindeki Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma, 124. maddesindeki Haberleşmenin engellenmesi, 132. Maddesindeki Haberleşmenin gizliliğini ihlal, 133. maddesindeki Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, 134. Maddesindeki Özel hayatın gizliliğini ihlal, 135. maddesindeki Kişisel verilerin kaydedilmesi TCK’da suç olarak sayılan fiiller arasında yer almaktadır.

Benzer Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkanlar

Son Yorumlar