İşsizler ordusuna katılanların önemli bir bölümünün üniversite mezunları olması yalnızca ülkemiz has bir sorun olmamakla birlikte küresel boyutta yaşanan en önemli problemlerden biridir. İş aramaya başlayan ve geçen haftalar, kimi zaman da aylar içinde bir türlü sonuç alamadığı için zaten zayıf olan umudunu kaybeden üniversite mezunu gençlerin sayısı da yabana atılmayacak kadar fazladır. Üniversite mezunlarının tüm bu süreci mümkün olduğunca kısa bir süre içinde atlatması ve bu olumsuzlukların umutsuzluğa neden olacak şekilde yaşanmaması için yapabileceklerinin başında doğru motivasyon kaynağını bulmak gelmekte, bunu yapmanın yegane şartı ise gencin kendini tanımasıdır. Üniversite hayatı boyunca eğitim alınan konular hakkında ne tür bir uzmanlığa sahip olduğunu, mesleğinin hangi özel branşlarında daha yetenekli olduğunu, ekip çalışması konusundaki kapasitesinin ve daha da onlarca farklı özelliğinin farkında olmayan bir yeni mezunun doğru iş fırsatlarına başvurarak kendine iş başvurularında avantaj sağlaması da mümkün değildir.
Eksilerin Masaya Yatırılması
İşe alım sürecinde onlarca ve bazen de yüzlerce adayın arasından kolayca sıyrılabilmek pek de kolay olmamasına karşın, bunun başarabilmesinin sırrı aslında başvurudan çok öncesinde saklıdır. Bu aşamada üniversite yıllarının doğru şekilde değerlendirilmesi ciddi manada önem kazanmaktadır. Birçok mesleki eğitim sürecine katılmış ve CV satırlarında da birkaç tane dahi olsa sertifika ismi bulunan bir yeni mezun ile tek özelliği üniversiteyi bitirmek olan bir yeni mezunun aynı kefeye konmayacağı aşikardır. Bu doğrultuda her gencin kendini tanıma sürecine öncelikle sahip olduğu özellikleri tanımlamakla ve sonrasında da muhakkak eksilerini masaya yatırmakla başlaması gerekir. Rasyonel bir tutumla gencin iş başvurularına başlamadan çok öncesinde eksilerini doğru şekilde belirlemesi ve bu eksileri birer artıya dönüştürmek için neler yapabileceğini gözden geçirmesi, yaşanacak süreç için çok büyük öneme sahiptir. İstenen sektör ve pozisyonda kişinin kendisine avantaj sağlayacak “farklı” alanları saptaması, bu alanlar üzerinde kendini geliştirmeye çalışması da ciddi bir avantaj sağlayacaktır.
Deneyimsizliğin Üstesinden Gelme
Yeni mezun bir kişinin iş hayatına adım atarken ayağında pranga olarak taşıdığı en büyük sorun deneyimsizliktir. İş hayatının dolambaçlı yollarında birçok farklı süreçle karşı karşıya kalacak olan ancak bu durumlar ne yapılması gerektiğiyle ilgili fikri dahi olmayan bir kişinin öncelikle bu dezavantajından “mümkün olduğunca” üstesinden gelmesi gerekir. Bu konuda ülkemizde pek çok üniversite mezununun düştüğü hataya düşmemekte ve kısa süreli dahi olsa belirli pozisyonlarda çalışmayı kabul etmek büyük yarar sağlayabilir. Geçici dahi olsa çalışmak istenen sektörü ve pozisyonu ilgilendiren bir işte çalışmak, kişinin ilerleyen zamanlarda yapacağı iş başvurularında ciddi bir avantaja dönüşebilir. Her zaman başvurulan pozisyonda senelerce çalışmış olmanın gerektiğini düşünen gençler, bu nedenle mezuniyet sonrası yıllar geçmesine rağmen ısrarla aynı sektör ve pozisyonu zorlamaya çalışır. Bu durumda tamamen boş bir CV ile başvuru yapmak kişinin işe alım sürecine bir artı sağlamazken, geçen aylar yahut yıllar içinde başvurulan sektörü alakadar eden farklı alanlarda kısa süreli de olsa çalışmış olmak beklenenden de daha fazla yarar sağlayacaktır. Şüphesiz bu geçici işlerin niteliği, firmanın ismi ve kariyer planlarını ilgilendiren pozisyonla ilgisi de oldukça önemlidir.