Ana SayfaMakalelerYeni Mezunlar İçin Kariyer Fırsatları

Yeni Mezunlar İçin Kariyer Fırsatları

Bir toplumun sahip olduğu bilgisini, kültürünü, refahını, gelişmişlik ve kalkınmışlık düzeyini genel olarak niteliklerini belirleyen ve etkileyen en önemli unsur, sözkonusu toplumun bilgi ve eğitimde ulaştığı düzeyidir. Bu nedenle bütün toplumlar içinde yaşayan insanların kitlesel eğitimini genişletmeyi, yaygınlaştırmayı ve yükseltmeyi başlıca hedef olarak belirlemiştir. Ancak bir ülkede eğitimin daha geniş kitlelere ulaştırılması hedeflenirken aynı zamanda eğitimin kalitesinin de yükseltilmesi gerekir .
Yükseköğretim sistemleri de her toplumsal kurum pili toplumdaki değişmelerden etkilenmekte ve bu değişmelere uyum göstermektedir. Toplumdaki değişmelerin yükseköğretime yansımalanm kestirilmesi için şu dört boyut üzerinde durmak, yeterli olaBilir. “Bunlardan birincisi, dünyada üretim sistemindeki değişmeler ile dünyada ekonominin içine girdiği yeni örgütlenme içimlerinin işleyişi için gerekli işgücünün hüner kompozisyonundaki değişmelerdir. Üretimde kitle üretiminden esnek, üretim sistemlerine geçiş eğilimi ortaya çıkmıştır. Ayrıca yaşanmakta olan iletişim devrimi kamu ve özel hizmetler alanmm yapısmı değiştirmektedir. Kuşkusuz bu eğdimlerin dünyayı sarması bir süre alacaktır ama ortaya çıkan eğdimin yönü oldukça açıktır. Ayrıca bir üretim alanı için gerekli hüner ve kompozisyonu sürekli değişmekte, çalışanlar hüner ve bilgilerini sürekli yenilemek.durumundd kalmakiadır. Tüm bu değişiklikler yükseköğretimin yaygınlaşması, süreklileşmesi ve demokratik.Hr ortamda yapdması eğdimini doğurmaktadır. Yeni mezun kişiler kariyer fırsatlarından yararlanmak için isbul.net içerisinde bulunan iş ilanları için başvuruda bulunabilmektedirler.

“Değişimin üzerinde durulması gereken ikinci boyutu, dünyada devlete bakış açısındaki değişmelerdir. II. (Dünya Savaşı sonrasında dünyada yaygınlaşan refah devlet anlayışı ciddi olarak, sorgulanmaktadır. Devletin işlevlerinin genişletilmesi artık, (riiyük. dirençlerle karşılaşmaktadır. Devletin görmekte olduğu işlevlerin etkinliğinin denetlenmesi konusunda yaygın bir fikir (birirliği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de kamu kuruluşlarının topluma karşı nası hesap vermesi gerektiği araştırmakta ve kurumsallaşmaktadır.
Üniversiteler açısından önemli olan üçüncü değişme, dünyada inlime ve bilgiye yaklaşımdaki değişmedir. Özellikle toplumsal inlim alanlarında modernist gelenek, içinde inlime yaklaşım postmodemizm tarafından sorgulanmaktadır. Bu eleştiriler modernist geleneğin yeniden yorumlanmasını zorlayacaktır. Bunun ise üniversitelerin inlimin yanısıra diğer (gigeleneklerine daha toleranslı davranmasına yol açacağı söylemidir’*’ Bilgi kavramı, fen, sosyal, sağlık ve sanat gibi tüm bilim dallarını kapsamaktadır. Yenilikçilik, teknolojik ve sosyal yeniliklerle ilgili tüm bulgulan içerir.
Yükseköğretim kurumlan genel anlamda, bilgiyi geliştiren, koruyan ve transfer eden kurumlardır. Kısaca bilginin üretildiği yerler ve bilgi fabrikalan olarak isimlendirilen üniversitelerin üstlendikleri kritik roller aşağıdaki gibi sıralabilir :
– Toplumun yeteneklerini ve kültürel tabanını geliştirmek,
– Toplumun aynı zamanda kültürel faktörlerini korumak,
– Toplumda yaşayanlan başanlı olmalannı sağlayacak şekilde bilgi ve teknoloji ile donatmak, yeniliklerden haberdar olmalannı sağlamak,
– İletişim aracılığıyla kültürel değişimi olanaklı kılmak.
Üniversitelerin yukanda sıralanan rolleri başan ile yerine getirebilmesi için aşağıdaki konularda işbirliğinin sağlanması zorunludur :
Ulusal önceliklere önem vermek,
Bireylerin kapasitelerini geliştirmek,
– İletişimi başlatmak, güçlendirmek, sürdürmek,
Kaynaklann karşılıklı değişimine olanak sağlamak,
– Yardımlaşmaya önem vermek, etkin olarak olanaklan paylaşmak.
Üniversite, öğrencilerinin baş döndürücü hızla devam eden yarışta başanlı olabilmeleri için, bilgi çağımn gereklerine uygun olarak yaratıcı, yenilikçi, problem çözme yeteneğine sahip, düşünen, eleştiren, sorgulayan, değiştiren, dönüştüren, bilgiye erişimde yüksek teknolojileri kullanabilme becerisine sahip, esnek düşünebilen, bilimi temel alan sağlıklı kişilik ve sosyal gelişimini tamamlamış bireyler olarak yetişmesini sağlamalıdır . İsbul.net insan kaynakları ve iş ilanları sitesi ile kariyer planına uygun işlere başvuru yapılabilmektedir. İsbul.net içerisinde binlerce nitelikli iş ilanları bulunmaktadır.
Ancak yükseköğretimde eğitimin kitlelere yaygınlaştınlmasıyla birlikte mezunlann iş bulma imkanlan azalmış ve işsiz üniversite mezunlannın sayısı ve oranı artmıştır. Buna karşın esneklik ve çeşitlilik ilkesine uygun eğitim görenlerin işsiz kalma riskleri azalmaktadır. Lisans düzeyindeki eğitimleri sırasında tek bir alanda uzmanlaşan mezunların iş bulma şanslarının daha az olduğu tespit edilmiştir
Günümüzde öğrencilerine farklı kariyer alanları sunan üniversiteler tercih edilmekte ve bu üniversitelerin öğrencileri kariyer kaygısı taşımamaktadır.
Kariyer dendiğinde ne anlatılmak isteniyor ya da kariyer sözcüğünden ne anlamalıyız? Kariyer, hem iş yaşamında hem de sosyal yaşamda kişilerin şeklen ve içerik olarak ilerlemesidir.
Tanımdan yola çıkarak sanıyoruz şöyle bir çıkarımda bulunmak yanlış olmayacaktır:Bugünün bireyi salt önüne konan işi aynen yapan değil, bundan daha fazla işi yaparken içinde bulunduğu topluma karşı bireysel sosyal sorumluluğunun da olduğunun bilincinde olan bireydir. Bunun bir diğer anlamı şudur; üniversitelerin klasik işlevi olan kamu ve özel sektöre insan kaynağı yetiştirmenin ötesine geçip toplumsal, sosyal, kültürel ve ekonomik duyarlılığı ifade eden sivil toplum kuruluşları (STK)’na ve kalkınmışlığın, refahın göstergesi olan girişimciliğe yani kendi işini kurma hedefine yönelmiş insan kaynaklarım da yetiştirmesi gerektiğidir.
Öyleyse karşımıza özelde İ.İ.B.F. genelde tüm üniversite öğrencilerine dönük dört farklı kariyer alam çıkmaktadır. Bunlar, klasik kariyer alanları olan kamu ve özel sektör, güncel ve gelecek yönelimli kariyer alanları STK’lar ve girişimcilik.
Alışılageldiği şekilde tüm üniversitelerin istisnasız bütün bölümlerinde eğitim ve öğretimin ana hedefi öncelikle kamu sektörüne beraberinde özel sektöre insan kaynağı yetiştirmek olmuştur. Kamuda memur olmak, öğretmen, doktor, avukat, mühendis olmak, muhasebeci, vergi uzmanı, işletmeci, insan kaynaklan uzmanı olmak vb.gibi onlarca mesleğe yıllardır eleman yetiştirmişlerdir. Aranan tüm pozisyonlar için kariyer hedefi olan bireyler isbul.net içerisindeki öz geçmişleri ile iş fırsatlarından yararlanmaktadır.
Özellikle 1980’lerde başlayan “devletin ekonomideki ağırlığı hafifletilmelidir” düşüncesi ve günümüzde şiddetini artırarak devam eden “kamuda küçülme-downsizing” uygulaması ile doruk noktasına ulaşmıştır. Bunun anlamı devlette iş bulmanın artık neredeyse imkansız hale gelmesidir. Bu durum üzerine üniversiteler gözlerini özel sektöre çevirdiler. Ancak ne yazık ki, özel sektör daha başlangıçta kısıtlayıcı faktörlere sahipti. Ülkemizde işletmelerimizin %98.8’i aile işletmesi niteliğinde ve bunlarında 10 %90-95 gibi bir oranı KOBİ niteliğindedir. Yani binlerce insanı istihdam edecek kadar büyük işletmelerimiz mevcut değil. O halde geriye tek bir seçenek kalıyor: GİRİŞİMCİLİK.
Son zamanlarda öğrenciler için yapılan eğilim araştırmaları bu yönelimli olmasa da, girişimcilik en etkin kariyer yoludur. 2007 yılında yayımlanan “Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi” adlı raporda öğrencilerin %43.4’ü iş bulmak, %6.7’si daha çok para kazanmak, %15.7’si toplumda daha çok saygı görmek, %27.6’sı bilgi ve becerilerini artırmak, %6.7’si diğer nedenleri üniversite öğrenimini seçmekte birinci derecede önemli faktörler olarak saymıştır.Aynca, yükseköğretim öğrencilerinin %48’i özel sektörde, %22’si kamuda çalışma eğilimine sahipken, %13.5’i kendi işini kurma eğilimine sahip, % 13.6’sı ise akademisyen olmak istemektedir, şeklinde sonuçlar ortaya konmuştur ‘.
Kendi işini kurmak, kendi işinin patronu olmak, özgür olmak, daha çok para kazanmak, zengin olmak, başkalarına hükmetmek, kendi fikrinizi uygulamak….Öylesine cazip teklifler ki, zannediyoruz hiçbiriniz hayır diyemeyeceksiniz, reddedemeyeceksiniz.
Bugün Amerika’daki Walmart süpermarketler zincirinin yıllık cirosu tek başına Türkiye’nin milli gelirinden daha fazladır12.
Girişimcilik katma değeri de yüksek olan bir iş sahasıdır. Girişimciye kazandırdıklarının yanısıra ödedikleri vergileriyle, yarattıkları istihdam hacmiyle genel olarak ekonominin de güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. Girişimcilik eylemleri bir ülkenin kalkınmışlık derecesini ve refah seviyesini göstermesi bakımından da ayrıca önemlidir.
“Ben kendi kazandığıma bakarım, ülkenin kalkınmasından, refahından bana ne?” diye düşünenler varsa, duayen girişimcimiz Vehbi Koç’un sözleri çok şey anlatacaktır: “Ülkem varsa ben de varım..”. Bu cümleden sonra hiçkimsenin içinde bulunduğu topluma, çevreye karşı duyarsız kalabileceğini düşünmüyoruz.
Nasıl ki, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluğu son dönemlerde gündemde olan bir konu başlığı ise toplumdaki her bir bireyinde bireysel sosyal sorumlulukları bulunmaktadır. Bir girişimcinin kar elde etmek,
vergisini ödemek, sigortasız çalıştırmamak gibi topluma ve devlete karşı sorumlulukları varsa bireylerin de içinde yaşadığı topluma karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukları topluma karşı yerine getirmenin en güncel yolu, yöntemi STK’da görevler almaktır.
Başta ABD’de ve AB ülkelerinde olmak üzere tüm dünyada sivil toplum ve STK’lar yaşamın hemen her alanında kamuoyu oluşturma, yanlışlan söyleme, karar vericiler üzerinde nüfuz kurma, sorunlan gündeme getirme ve nihayet toplumsal, kurumsal sorunlan bizatihi çözme misyonlanyla gündeme gelmektedirler. Bu açıdan STK’lar, kalkınmanın, uygarlığın devlet ve özel sektörle birlikte üçüncü dinamiğidir.
Yaklaşık olarak iki yüzyıl öncesine kadar eğitim esas olarak aile ve sivil toplumun işlevi olarak kabul edilmiştir. İlerleyen yıllarda önce devletin daha sonra özel sektörün alanına dahil olmuştur13.
Günümüzde ise özellikle AB ülkelerinde eğitim politikalannda dahi STKTann etkisinin bulunduğu belirtilebilir. Avrupa ülkelerinde STK’lar güçlü ve fonksiyonel olduklarından, AB’nin eğitim politikalarına doğrudan etki ettikleri rahatlıkla söylenebilir
Diğer önemli bir konu, eğitim politikaları içinde STK’lara yönelik uygulamaların bulunmasıdır. Bunlar kısaca şöyle açıklanabilir
Eğitim politikaları, AB Eğitim Bakanlan tarafından oluşturulmaktadır. Gündemin oluşmasında STK’lann etkisi öneri, rapor ve diğer çalışmalar yoluyla olmaktadır. STK’lar üye ülkelerin kendi eğitim politikalanmn oluşumuna katkı sağlamakta, aynca AB’nin eğitim politika ve verilerini veri merkezlerinde öğrenebilmekte, yararlanabilmektedirler.
AB eğitim politikalan yoluyla üye ülkelerin eğitim sistemlerine doğrudan müdahalede bulunmamakla birlikte, her ülkenin uyması zorunlu olan standartlar ve kurallar koymaktadır. Bu politikalardan STK’lann eğitim politika ve uygulamalanmn içinde yer almasımn bir standart olduğu ifade edilebilir. AB’nin eğitim programlan geniş kitlelerin kullanımına açıktır. Bu çerçevede STK’lar programlann hepsinde yer almaktadır. Eğitim programlan içinde STK’lar bulunmakta, programa katılabilmekte, uygulamalara destek vermektedirler.
Yeni dünyanın temel şartı, küresel vatandaş olabilmektir. Ulusal, uluslar arası ve küresel bağlantılann odağında yeralan STK’larda görev almak istemeyen, STK’lann yarattığı olanaklardan faydalanmak istemeyen öğrenci, birey düşünmek ve hayal etmek artık çok zor.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Benzer Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkanlar

Son Yorumlar