Ana SayfaMakalelerKral ve Dilenci

Kral ve Dilenci

İmparator rutin sabah gezintilerinden birisi esnasında sokağın bir köşesinde üstü başı yırtık şekilde oturan dilenciye rastlar. Dilencinin halini gören hükümdar; “Benden ne dilersin” diye sorar. Dilenci bu soru karşısında sırıtarak; “Benim isteğimi gerçekleştiremezsiniz” cevabını verir.

İmparator bu cevaba bir hayli bozulur ve “Ben bir hükümdarım, isteğin ne olursa olsun yerine getirebilecek bir gücüm vardır. Sen benden ne istediğini söyle, söz yerine getireceğim…”

Dilenci bunun üzerine “Kralım, söz vermeden önce tekrar düşünün” der. Dilenci aslında kralın daha önceden tanıdığı ve kendisine zamanında öğretmenlik yapmış olan birisidir. Ve ona zamanında şu sözü vermiştir. “Bundan sonraki yaşamında tekrar bir şekilde karşına çıkıp seni uyaracağım.”

Hükümdar yıllar önce geçen bu diyaloğu ve öğretmenini çoktan unutmuştur.

Kral sert bir ses ile “istediğin şeyi söyle, yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz” der.

Dilenci bunun üzerine yanında bulunan çanağı uzatıp, “Şu elimdeki çanağı doldurabilir misiniz?” diye sorar. İmparator büyük bir kahkaha atarak yanındaki vezirine çanağı altın ile doldurmasını emreder. Vezir çanağa altın doldurmaya başlar ama altınlar bir yandan dolup diğer yandan anında boşalmaktadır. Altınlar sanki yok olmaktadırlar.

İmparatorun bu durum karşısında oldukça siniri bozulur ve onuru kırılır. Bu durum tüm imparator topraklarında duyulur. Bir dilencinin bile çanağını dolduramadığını duymayan kalmaz. Altın dışında, pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır çanağa. Çanağın sanki tabanı yoktur.

İmparator yenik düşmüştür. Sonunda dilenciye yakararak, “Kazanan sen oldun, Arzunu ve isteğini yerine getiremedim yalnız bana çanağın neden yapılmış olduğunu söyleyeceksin.”

Dilenci, “Çok basit der.” Bu çanak insanın arzu ve isteklerinden yapılmıştır. Bitmek bilmeyen doyma isteği de bundan ibarettir…”

Önce iyi bir iş istersin, daha sonra işe başlayınca işi sorgularsın, bir araba istersin, arabayı alınca bir üst modelini almayı amaçlarsın, araba yetmez bir yat istersin, bir yazlık, bir eş… Bu böyle gider. Tüm bunlar tek tek elde edildiğinde anlamını yitirir.

İsteğin bu yönünü anladığında hayatı yakalamışsın demektir. Sürekli yolculuk etmek iyi sonuçlar vermez. İnsanı mutlu edecek tek şey kendi içidir.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Benzer Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkanlar

Son Yorumlar